Ne olduğu hakkında bir fikrimiz yok' | NTV

                 

SÜMER MASALLARI SERİSİ – 11 –

      NİBURU’DAN GELEN ELLİLER

      Bir varmış, bir yokmuş,

      Evvel zaman içinde,

     Kalbur saman içinde,

      Develer tellal olmadan,

      Pireler berber olmadan çok önce,

      Fırat ve arkadaşları, bir yanlışlık sonucu, Niburu gezegeninden, uzay gemisi ile Dünya gezegenine gelmişler. Neyse ki kendi gezegenlerine ses göndermeyi başarmışlar. Niburu gezegeninde Yediler Meclisi toplanmış, Laluh ve çocukların aileleri ile birlikte, otuz altı kahramanın daha Dünya’ya gidip, gezegenlerinin atmosferini tamir etmek için altın arama çalışmaları yapmalarına karar vermiş.

          Laluh ve çocuklar, Kalahari Çölünün batısını da araştırdılar. ‘’ İskelet Sahili’’ adını verdikleri bir sahil ve üç nehir daha keşfettiler. Gemiye geri döndüklerinde bir de ne görsünler? Daha büyük ve görkemli bir gemi, kendi gemilerinin yanında duruyordu. Evet sonunda aileleri gelmişti.

        Çocuklar çok heyecanlıydılar. Uçan arabalarını ambara indirir indirmez, koşa koşa dışarı çıktılar. Yeni gelenler onları bekliyordu. Önce sol parmaklarını alınlarının ortasında birleştirip beklediler. Niburu’da bu ‘’şükürler olsun, bu sonuç çok sevindirici’’ demekti. Sonra kucaklaştılar. Tabi herkes kendi ailesi ile. Doruk, ağabeyi Yusuf’ a sıkı sıkı sarılmıştı. Bulut, Ağabeyi, annesi ve babası ile sarmaş dolaştı. Royem annesinin boynuna sarılmış ve bir eliyle de babasının elinden tutuyordu. Fırat bir eliyle annesinin bir eliyle babasının boynuna sarılmıştı. Laluh, eşi ve çocukları ile sarmaş dolaştı. Diğerleri ise bu sevgi selini seyrediyordu.

           Bu olağanüstü gemi, çok hızlı yol almıştı. Niburu’nun son teknolojisinin ürünüydü. Bir mahalle büyüklüğündeydi ve evet sesten daha hızlı hareket ediyordu.

              Hep birlikte gemiye gittiler. Geminin muhteşem bir yemekhanesi vardı. Oturup, yediler, içtiler, sohbet ettiler. Laluh, tezgahın önüne gidip, Dünya’ya gelmeyi kabul eden bu elli kahramana teşekkür etti. Uzun bir yoldan gelmişlerdi. Dinlenmeliydiler.

              Çocuklar biraz bozulmuştu. Gelenlerin arasında hiç çocuk yoktu. Sadece Bulut ve Doruk’un ağabeyleri vardı. Onlar da çocuk değildi artık. Okulu bitirmişlerdi. Yusuf  öğretmen olmuştu ve Dünya’da çocuklara öğretmenlik yapacaktı. Yediler Meclisi böyle karar almıştı. Azad ise maden mühendisi olmuştu. Altın arama işinin sorumlusu olarak atanmıştı.

           Yeni gemide her ailenin kalacağı bir daire vardı. Artık çocuklar aileleri ile kalacaklardı. Bu biraz eğlencesiz gibiydi belki ama çok huzur vericiydi.

           Bu ilk gece çocuklar anne ve babaları ile huzur içinde erkenden uyudular. Çünkü ertesi gün okul başlayacaktı.

           Gökten düşen elmalar Niburu’dan gelen elli kahramanın başına, Fırat’ın, Royem’in, Doruk’un, Bulut’un, Laluh’un başına ve bir de senin başına düşecek çocuk bu gece.